28 Kasım 2016 Pazartesi

The Guardian Shahrukh Khan Röportajı - Bölüm 1




"Benim Başarım Çalıştığım Kadınlar Sayesinde"

Bölüm 1

O Bollywood kahramanı ve dünyanın en büyük starlarından birisi ve son filminde hayatı darmadağın olmuş koca bir efsaneyi oynuyor. İnsanları mutlu etme arzusunu, neden arkadaşı olmadığını anlatıyor ve çocuklarına din hakkında neler anlatıyor?

Shahrukh Khan, Donald Trump'ın kazanacağını bildiğini söyledi. Seçim öncesi Avrupa'da olduğunu fakat seçimi izlemek için Mumbai'de olduğunu belirtti. Florida sonuçlarından sonra anladı. "Özgürlük, entelektüellik ve halkçılık için her zaman bir döngü vardır." dedi. "Sanırım döngü dünyayı dolaştı. Şimdi populistlerin dilinde konuşan birileri var ve belki de şimdi bu popülist bakış açısının zamanı geldi."

Fakat onun popülist anlayışı ırkçılık, kadın düşmanlığı, eşitsizlik değil mi diye sordum. Khan buna karışmayacak.

51 yaşında dünyanın en büyük film yıldızı. Forbes'e göre onun kazancı 2016 yılında 33 milyon dolar. Geride bıraktığı filmler ve dünyaca popülaritesi onun Hollywood yıldızlarının önüne koydu. Khan hiçbir zaman aktör olmak istemediğini belirtti. Üniversitede bir oyunda tek bir cümlesi vardı. -" Senin için bir mektup var anne." Annesi ev sahibine oğlunun bir oyuncu olduğunu söyler. Ev sahibinin kayınpederi bir televizyon yönetmeniydi, TV showu Fauji (Soldier) için seçmelere katıldı ve başrolü kaptı.

"Ondan sonra ünlü oldum." dedi özür dileyerek. "Gerçekten bunu yapmak istemiyordum, ama annem öldü ve Mumbai'ye geldim. Şimdiki eşime ve kız kardeşime depresyonda olduğumu ve sahne değişikliği yapmak istediğimi söyledim. 1 yıl için Delhi'den ayrıldım ve şimdi 25 yıldan fazla oldu. Hala oyunculuğu bırakıp bırakmayacağımı bilmiyorum."

Bence şaka yapıyor. Khan'ın şöhreti ile sarmalandık: Londro otelinin suiti, pahalı suit ve güzel ayakkabılar, korumalar, küçük bir asistan ordusu; bunlar içerisine fotoğraf çekimlerinde saçlarını kontrol etmesi için ayna tutan birisi de dahil. Röportaj sırasında sigara içiyor, otel yönetimi kızacak. King Khan, hayranlarının deyimiyle, dünyadaki yeri hakkında oldukça felsefik. Hayatım boyuncu bu kadar ünlü olup da şöhretini korumak için çok çalışması gerektiğini farkında olup buna ihtiyaç duydukları konusunda dürüst olan birisini görmedim.

"İnsanları mutlu ederim. İyi bir oyuncu olayım ya da olmayım, hit bir filmde yer alayım ya da almayım, kaybetmediğim yeteneğim sokaklara çıkarım belki 10 kişiden altısı mutlu olacak. Bu hala iyi bir ortalama." Bu doğru. Kendisine hayranlık duyuluyor, Hindistan'ın dışında bile. Halkına oynaması belki de en başarılı rolüdür.

"Yaptığım şeylerden hoşlanmayan insanları görürsem hayalkırıklığına uğrarım ve bu para için değil, insanların beni sevmesi ile alakalı. Hiçbir şey olmasa bile beni tanıdıktan sonra mutlu olan insanlara ihtiyacim var. Şu an benimle oturuyorsunuz: beni sıkıcı bulabilirsiniz, fakat filmlerimden benim komik, romantik ve cool olduğum görüşüne sahipseniz, bu beklentiyi karşılamak için elimden geleni yapacağım. Benim yeteri kadar gülmediğimi söylerseniz, fazlasını yapmak için uğraşacağım."

"Çok çekingen ve inzivaya çekilmiş birisiyim. Yapmam gereken şeyleri yapıyorum ve bunları büyük bir mutlulukla yapıyorum. Fakat bunları benimle birlikte eve getirmem." Mega şöhretin klişesi: Başarınız ne kadar büyük olursa dünyanız o kadar küçük olur. İnsanlar sizi ne kadar çok severse, o kadar az güvenir ve kendi içinize dönersiniz. "Çok hassasım, herkes benim çok arkadaş canlısı olduğumu düşünüyor fakat çok fazla arkadaşım yok."

Bunun tamamen doğru olduğunu düşünmüyorum.

"Çok çabuk incinirim." diye belirtti. "Çok sosyal değilim. İlişkiler kurmayı sevmiyorum." Kasvetli dönemlere eğilimli, günbatımına kadar rahatlamayacağını söyleyen biri için yüzeysel dostluklardan daha fazlasına sahip olmak yardımcı olmayabilir mi?

"Duygularımı çok nadir insanlarla paylaşırım. Duygularınız yalnızca sizin ve kimse onu sizin anladığınız gibi anlamaz. Birileri seni iyi bir şekilde dinleyebilir ama senin hissettiğin gibi sorunları çözemez, bu yüzden kendime saklıyorum."

Bana bir zamanlar bir biyografi yazan ve onu "tamamen yıkan" bir arkadaşından bahsetti. Zirvede olan Khan'ın şu an başarılı olan şirketinin başarısız olacağını, daha genç ve daha iyi görünen aktörlerin onu zirveden indireceğini söylüyordu.

"Röportaj bittiğinde oğlumla çıkıyorduk ve ona takıldım 'Arun, söyle bakalım teyzene (röportajı yapan bir kadın) en büyük aktör kim?' ve oğlu 'Shahrukh Khan' dedi. O da şöyle yazdı: Buna inanmak için oğlundan fazlasına ihtiyacı olacak. Bu çok inciticiydi." Bu hatıra hala ona acı veriyor.



Kariyerine yön veren Dilwale Dulhania Le Jayenge'den önce Darr (1993), Baazigar (1993) ve Anjaam (1994) gibi filmleri yaptı. DDLJ en uzun soluklu film oldu, hala vizyonda olan bir film. Bu yüzden ülkenin bir numaralı kahramanı olarak adlandırılıyor. Daha sonra da hit olan filmleri Kuch Kuch Hota Hai (1998), Kabhi Khushi Kabhie Gham (2001), Devdas (2002), Veer-Zaara (2004) ve My Name is Khan (2010) çekti. Ancak son filmi Dear Zindagi ile klasik Khan enerjisi baş aşağı edildi ve bu filmde özlü sözlerle konuşan hayatı darmadağın olmuş bir efsaneyi canlandırıyor. Filmin mesajında "yaşamın kusurlarında rahatlık bul" var.

Peki o böyle yapıyor mu?

"Ben rahatlık aramıyorum. Çünkü insan doğası, doğumdan ölümsüzlük istemeye, mutluluk bulmaya kadar, bu tür şeyler bolluk ya da kalıcılık içinde gerçekleşmeyecek. Bu şeylerin herhangi birisinde kalıcılığı aramak boşunadır ve ne kadar erken fark ederseniz o kadar iyidir."
Okumaya çok zaman ayırdığını belirtiyor. Paulo Coelho ve Frank Herbert'e değiniyor.

"Acı çekme, acıyla yaşa ya da onunla yaşamayı öğren. Ben sadece duygularla değil birçok şeyle rahat değilim. Yaratıcıysanız bunları yaşayacaksınız. Bu yüzden insanlar bana 'Mutlu musun?' diye sorduklarında 'Her an mutlu olabilecek kadar salak değilim.' diyorum."

Bu konudan sonra 2016'nın rahatsızlık verici konularına değinebilirdim fakat Khan'ın ekibi siyaset, din, Hindistan-Pakistan arasındaki iç karartıcı kültür savaşı gibi herkesin duymak isteyeceği şeyler konusunda tartışma yapmamamı söylediler.

Bununla birlikte çocukları İngiltere ve Amerika'da olan birisinin, Hintli Müslüman olarak fazla milliyetçi Hindistan'da dininin şeytanlaştırıldığı ve günah keçisi durumuna düşürülmesinden endişe edip etmediğini sormaya çalışıyorum.


Devamı Bölüm 2'de: TIKLAYIN

Çeviri: Nil'a 
Facebook Bça Gündem 


Kaynak

0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright © B.Ç.A Gündem | Bollywood'un Türkiye Adresi | Designed With By Blogger Templates
Scroll To Top