12 Kasım 2015 Perşembe

Mangal Pandey; The Rising (2005)



Gündem dışı yazarınız yine karşınızda ;)

Herkese mutlu akşamlar ^_^    Bugün size, yakın zamanda izlediğim bir Aamir Khan filminden bahsetmek için buradayım. Umuyorum sevenleri bu satırlarımı yürekten beğenirler.

Hani listeler vardır, ölmeden önce izlemeniz gereken filmler, gitmeniz gereken yerler vb. gibi. Ben Mangal Pandey'i mutlaka izlenmesi gereken listesine ekleyeceğim müsaadenizle.

Hoop Züleyha hayrola, niye böyle söyledin dediğinizi duyar gibiyim.
Birazdan açıklayacağım...
Ama önce Mangal Pandey'den kısaca bahsetmek istiyorum.
Mangal Pandey İngiliz Sömürgesi iken Hindistan'ın bağımsızlık ateşini alevleyen adamdır. İngiltere'nin Şirket dediği yönetim birimine bağlı bir asker olan Pandey, 1827-1857 yılları arasında yaşamıştır. En büyük rüyası olan ülkesinin bağımsızlığı ancak 100 yıl sonra gelse de, kendinden sonrakilere bıraktığı izlerin büyüklüğü asla tartışılmaz.

Bu adamı niye bu kadar abarttığıma gelince.
İtiraf edeyim Aamir'in 2005 yılında yaptığı filmden çok etkilendim. Rolüyle sanki o adamı yeniden yaşatmış. O dönemi zaten film hakkıyla yansıtmış...

Ketan Mehta'nın yönetmenlik koltuğunda oturduğu, şarkılarını A. R. Rahman'ın yaptığı bu film gişe de başarı yakalayamadı malesef onu da ekleyeyim.
Yalnız Oscar Adayı olmanın kıyısından dönmüş olmasını da göz ardı etmeyeyim. Elenme sebebi uzunluğu (!) idi...

Filmin en sevdiğim taraflarından bir tanesi de elbette ki oyuncuları. Toby Stephens ismini duyduğum an çekim hissetmiştim bu filme karşı. Kendisi İngiltere'nin gözde isimlerinden ve benim en sevdiğim kitaplardan olan Jane Eyre'in BBC versiyonunda Rochester'a hayat veren güzide insan.
Rani Mukherjee de var filmde...
İzlerken Ghulam'da Aamir'e bakamayan gözlere bak sen hele dedim hep.
Zaman insanı çok değiştiriyor gerçekten...

Gelelim konuya..
1800 lerin ikinci yarısında Britanya Doğu Hindistan Şirketi tarafından yönetilen topraklarda asker olan Pandey, subaylardan William Gordon'un gözdesi ve arkadaşı, ordunun en yetenekli askerlerinden bir tanesidir. Bir gün şirket orduya yeni tüfekler getirir. Tüfeklerin içerisine doldurulan barut^kapsülü ile alakalı çıkan bir dedikodu Pandey ve arkadaşlarının hayatını değiştirecektir..

Bir barut kapsülü ile çıktıkları yolda, birçok perspektiften o dönemi anlatan filmden çıkarılacak çokça ders vardır bizler içinde...

Arkadaş hala Hindistan'da kocası ölünce diri diri yakılan kadınlar varmış.

Film de 1800 lerin örneği olarak anlatılan bu durumun devam ediyor olduğunu öğrenmek korkunç!!

Filmin konusu hakkında fazla detay vermeyeceğim.
İzlemenizi ısrarla istiyorum çünkü..

Toby'nin şakır şakır Hintçe konuşmasını, Rani'nin güzelliğini, Aamir'in gözlerini, Amisha'nın saflığını benim gibi çakılarak seyretmenizi çok ama çok istiyorumm..

Ha bir de şarkıları var tabi.

A.R. Rahman yapıyor yeter dedirten cinsten.

Filmin ana şarkısı benim favorim...

Neyse benden bu kadar.. Hadi sizde yorumlayın bakalım filmi, benim gibi mi düşünüyorsunuz, yoksa kaçırdığım noktalar mı var birlikte görelim.

Züleyha...



0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright © B.Ç.A Gündem | Bollywood'un Türkiye Adresi | Designed With By Blogger Templates
Scroll To Top